HalilAtes
10. Ocak 2013 22:52
124 Mikroinvasiv glokom cerrahilerinin, güvenliğe önem veren, tıbbi tedavinin alternatifi ve erken dönemde yapılması gereken cerrahiler olduğunu önceki yazılarda belirtmiştik. Son yıllarda yapılan glokom çalışmalarında üzerinde en fazla durulan, gelecek için heyecan yaratan ve gelişime müsait grubu oluşturmaktadırlar. Kanaloplasti ve mikro-implant cerrahileri bu grupta sayılmaktadır. Bu yazıda endoskopik siklo-fotokoagülasyon ( ECP) üzerinde durmak istiyorum. ECP'nin temelde siklodestrüksiyon yapan bir alet olduğu ve son evre glokomluların tedavisinde kullanılacağı sanılmaktadır. Ancak aynı işi yapan transkonjonktival lazerler ve siklokrioterapi ile karşılaştırıldığında güvenlik açısından oldukça üstündür. Cerrahi esnasında hedef doku görüldüğü ve gereken enerji kadarı kullanıldığı için komplikasyon oranları çok düşürülmüştür.
ECP'nin mikroinvasiv glokom cerrahileri içinde yer almasının asıl nedeni, katarakt cerrahisiyle birlikte yapılabilirliğinin sağladığı avantajlardan gelmektedir. Klasik katarakt ameliyatı sonrası 270-360 derece arası uygulanan endoskopik fotokoagülasyon ile %60 olguda cerrahi öncesi göz içi basıncı değerinden %20 daha az basınç değerlerine kavuşulmaktadır. Ayrıca antiglokomatöz ilaç kullanım sayısı azalmaktadır. Az sayıda olgulda cerrahi sonrası tıbbi tedaviye yanıt veren ön kamara reaksiyonu not edilmiştir. Literatürde kistoid maküla ödemi ve hipotoni olgularıda nadir olarak belirtilmektedir.
Sonuç olarak; ECP glokomlu hastanın katarakt cerrahisinde tıbbi tedaviye alternatif, göz içi basıncını düşüren, kullanılan ilaç sayısını azaltan ve glokom cerrahisini geciktiren güvenli bir cerrahidir diyebiliriz.